Uzman Sağlık Rehberi

TÜRKİYE İÇİN KIRMIZI ALARM: Prof. Dr. Mehmet Öz, Milyonları Etkileyen Sağlık Sorunlarına Çözüm Yollarını Açıkladı!

"Dizlerinizdeki o gıcırdama sesi, aslında kemiklerinizin yardım çığlığıdır. O çığlığı duymazdan gelirseniz, bir gün sessizliğe, tekerlekli sandalyenin sessizliğine mahkum olursunuz."
Prof. Dr. Mehmet Öz
Prof. Dr. Mehmet Öz - Dünyaca ünlü cerrah ve tıp uzmanı

Prof. Dr. Mehmet Öz'ün yıllar süren araştırmalarla geliştirdiği ve tıp dünyasında deprem etkisi yaratan devrim niteliğindeki doğal formül, 80 yaşındaki bir bedende bile eklem sıvısını nasıl yeniden üretiyor, erimiş kıkırdağı nasıl bir duvar gibi yeniden örüyor ve sizi canlı canlı mezara sokan sakatlık riskinden nasıl koruyor?

Türkiye, daha önce hiç görülmemiş, sessiz ve acımasız bir salgının pençesinde: İlerleyici Eklem Yıkımı. Milyonlarca insan, her gün hayatını cehenneme çeviren ağrıları "yaşlılığın doğal bir parçası" sanarak kendini kandırıyor. Oysa bu, basit bir ağrı değil; bu, vücudunuzun içinde işleyen, sizi yavaş yavaş yutan bir canavar. Eklem sıvısı kuruyor, kıkırdak zırhı eriyor ve kemikleriniz birbirini yiyerek sizi adım adım tam bir çaresizliğe sürüklüyor. Bu dehşet verici tablo, hayatını insanlığı kurtarmaya adayan dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Mehmet Öz'ü uykularından etti ve onu bu formülü geliştirmeye mecbur bıraktı.

"Ya bu sorunu kökünden çözeceksiniz ya da ağrılar içinde, başkalarına muhtaç bir hayatın esiri olacaksınız. Ortası yok."

- Prof. Dr. Mehmet Öz

YIKIMIN 5 AŞAMASI: Bir Ağrının Sizi Nasıl Yavaş Yavaş Tükettiğinin Korkunç Anatomisi

Her şey masum bir "tık" sesiyle, sabahları kalkan bir tutuklukla başlar. Önemsemezsiniz. Ama o an, geri sayım başlamıştır. İhmal edilen eklem ağrılarının sizi adım adım nasıl bir sona götürdüğünü tüm çıplaklığıyla görmelisiniz:

Özgürlüğün Çalınması - Eklem Ağrısının Hayata Getirdiği Kısıtlamalar

Eklem ağrıları, hareket özgürlüğünüzü nasıl çalar ve hayat kalitenizi nasıl yok eder?

1

ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜN ÇALINMASI

Önce en sevdiğiniz hobilerinizden vazgeçersiniz. Torunlarınızla oynamak, bahçeyle uğraşmak, uzun yürüyüşler yapmak birer hayal olur. Sonra en basit görevler bir eziyete dönüşür. Pazar poşetlerini taşırken kolunuz kopacak gibi olur. Bir kavanoz kapağını açmak, sanki bir kayayı yerinden oynatmak gibidir. Evinizdeki o üç basamaklı merdiven, Everest Dağı gibi gözünüzde büyür. Her adımda beyninize saplanan o acı, size sürekli fısıldar: "Dur, yapma, hareket etme." Ve siz, farkında bile olmadan kendi hayatınızın, kendi evinizin bir mahkumu olursunuz.

2

VÜCUDUN İHANETİ VE ZİNCİRLEME FELAKET

Vücudun İhaneti - Önce ve Sonra Karşılaştırması

Eklem problemleri nasıl vücut duruşunu bozar ve zincirleme sağlık sorunlarına neden olur

Vücudunuz, ağrıyan eklemi korumak için doğal olmayan bir duruş geliştirir. Diziniz ağrıyorsa topallarsınız. Bu topallama, sağlam sandığınız diğer dizinize, kalçanıza ve belinize tonlarca fazladan yük bindirir. Aylar içinde bir de bakmışsınız, tek bir noktada başlayan yangın tüm bedeninizi sarmış. Sadece diziniz değil, artık kalçanız, beliniz, sırtınız da ağrıyordur. Kaslarınız zayıflar, denge duyunuz körelir. Düz yolda yürürken bile düşme korkusuyla yaşarsınız. Unutmayın, yaşlı bir insan için basit bir düşme, kalça kemiğinin kırılması ve geri kalan ömrünü yatağa bağlı geçirmesi demektir.

3

İÇ ORGANLARIN ÇÜRÜMESİ: İLTİHAP VE İLAÇ ZEHİRLENMESİ

İlaç Zehirlenmesi - Çok Sayıda Renkli Kapsül ve Haplar

Ağrıyı dindirmek için kullanılan ilaçlar, vücudu nasıl zehirliyor ve organlara zarar veriyor?

Eklemdeki o "yangın" (kronik enflamasyon), asla başladığı yerde kalmaz. Kan yoluyla tüm vücudunuza yayılır ve organlarınıza saldırır. Kalp damarlarınızı sertleştirir, diyabet riskini patlatır, bağışıklık sisteminizi çökertir. Siz ağrıyı dindirmek için o renkli, masum görünen ağrı kesicileri avuç avuç yutarken, aslında intiharın en yavaş ve en acı verici yolunu seçersiniz. O ilaçlar karaciğerinizi yağlandırır, böbreklerinizi iflas ettirir ve midenizde kanayan yaralar açar. Bir gün eklem ağrısından değil, mide kanamasından veya böbrek yetmezliğinden acil servise kaldırıldığınızda, her şey için çok geç olabilir.

4

RUHSAL ÇÖKÜŞ VE YALNIZLIĞIN SOĞUK NEFESİ

Ruhsal Çöküş ve Yalnızlığın Soğuk Nefesi - Tekerlekli Sandalyede Yalnızlık

Fiziksel ağrı nasıl ruhsal çöküşe ve toplumsal izolasyona yol açar

Fiziksel acı, bir süre sonra ruhunuzu esir alır. Eskiden her işini kendi gören, gururlu siz, artık bir çorabınızı giymek için bile başkalarından yardım istemenin utancını yaşarsınız. Aileniz dışarıda bir plan yaptığında, "Siz gidin, benim canım istemiyor," dersiniz. Oysa canınız istemediği için değil, onlara ayak bağı olmaktan, onların neşesini kaçırmaktan korktuğunuz için gidemezsiniz. Hayat dışarıda akıp giderken, siz pencerenin kenarında, dört duvar arasına hapsolursunuz. Bu, depresyonun, çaresizliğin ve insanın içini kemiren "Ben artık bir yüküm" hissinin başlangıcıdır.

5

SON PERDE - Tıbbi Terimle "FONKSİYONEL ÇÖKÜŞ" ve Tekerlekli Sandalyeye Mahkumiyet

Hastane Ortamında Hasta Bakımı - Türkiye

Fonksiyonel çöküşün son aşaması: Hastane yatağına mahkumiyet ve sürekli tıbbi bakım ihtiyacı

Ve işte, o ilk "tık" sesini duymazdan gelmenin nihai bedeli... Yıllarca süren ihmal ve sürekli ağrıdan kaçınma davranışı, vücudu tıbbi olarak "Kritik Dejenerasyon Aşaması" olarak bilinen geri dönülmez bir yola sokar. Bu aşamada iki yıkıcı süreç aynı anda işler:

  • Mekanik İflas: Kıkırdak dokusu tamamen yok olur. Artık iki kemik, bir zımpara kağıdı gibi doğrudan birbirine sürter. Bu sadece dayanılmaz bir acı yaratmakla kalmaz, kemiklerde kalıcı deformasyonlara neden olur. Eklem, artık vücudun ağırlığını taşıyamaz.
  • Şiddetli Kas Atrofisi: Vücudunuz, acıyan eklemi yıllarca kullanmaktan kaçındığı için, etrafındaki kaslar adeta erir ve işlevini yitirir. Kas gücü olmadan, bacağınız sizi ayakta tutamaz.

Bu iki sürecin birleşimi, tıp dilinde "Fonksiyonel Çöküş" olarak adlandırılan durumu yaratır. Bacağınız sizi taşıyamaz, ekleminiz hareket edemez. Bu tıbbi çöküşün kaçınılmaz sonucu ise "fonksiyonel mobilite kaybı", yani yürüme yeteneğinin tamamen ortadan kalkmasıdır. İşte bu noktada, tekerlekli sandalye bir seçenek olmaktan çıkar, hayatınızın geri kalanı için acı bir zorunluluk haline gelir.

UMUT TACİRLERİ VE İŞE YARAMAZ YÖNTEMLER: Neden Hiçbir Şey İşe Yaramadı?

Peki neden denediğiniz hiçbir şey kalıcı bir çözüm sunmadı? Çünkü hepsi sorunun etrafında dolaşıyor, KÖKÜNE inmiyordu!

❌ Ağrı Kesiciler

Bunlar beyninizi kandıran kimyasal kelepçelerdir. Ağrıyı değil, ağrı hissini bloke ederler. Siz rahatladığınızı sanarken, içeride kemikleriniz erimeye devam eder.

❌ Fizik Tedavi

Kırık bir motoru olan arabayı sürmeye zorlamak gibidir. Evet, hareket önemlidir, ama altta yatan mekanik sorun çözülmeden yapılan her zorlama, hasarı daha da artırır.

AMELİYAT (En Korkunç Seçenek)

Cerrahın neşteri, çekici ve testeresiyle ekleminizin parçalanıp yerine metal bir protezin takılması... Vücudunuzun bu yabancı cismi reddetme, ömür boyu enfeksiyon kapma ve yıllar sonra o protez de eskiyince aynı cehennemi tekrar yaşama riskini göze alıyor musunuz?

"Tüm bu işe yaramaz ve tehlikeli yöntemleri unutun. Vücudun kendi kendini onarma mekanizmasını yeniden uyandırmanın bir yolunu bulduk. Bu, bilim ve doğanın bir mucizesidir."

Prof. Dr. Mehmet Öz

Küllerinden Doğdular: İşte OZPHYZEN ile Hayatı Değişenler!

Ayşe Yılmaz - Emekli Öğretmen

Ayşe Yılmaz, 68 Yaşında, Emekli Öğretmen

"Umutsuzluğun ne olduğunu, yere düşürdüğüm bir domatese bakıp ağladığım gün anladım. Onu yerden almak için eğilmenin vereceği acıyı düşünmek bile beni dakikalarca çaresiz bıraktı. Torunlarıma sarılamıyor, onlara yük oluyorum diye kahroluyordum. Tam 'artık bitti' dediğim anda, kızım Dr. Öz'ün OZPHYZEN'sını getirdi. 'Anne, bu son şansımız,' dedi. İnanmayarak başladım. Ama günler içinde bir şeyler değişti. O gece uyutan sızılar azaldı. İkinci haftada ev içinde daha rahat yürümeye başladım. İkinci ayın sonunda, o yere düşürdüğüm domatesi hiç düşünmeden eğilip aldım ve sevinçten ağladım. Şimdi mi? Torunlarımla parkta yakalamaca oynuyorum. Bana hayatımı geri verdiler!"

Murat Kaya - İnşaat Ustası

Murat Kaya, 45 Yaşında, İnşaat Ustası

"Bir erkek için çalışamamak, evine ekmek götürememek ölümden beter. Dizlerimdeki o ses ve acı yüzünden işimi kaybetmek üzereydim. Kendimi eksik, işe yaramaz hissediyordum. Karımın gözlerindeki o endişeyi görmek beni her gün mahvediyordu. Kardeşimin tavsiyesiyle OZPHYZEN'yı kullanmaya başladım. Disiplinle, her gün kullandım. İlk ay sonunda, sabahları yataktan daha kolay kalktığımı fark ettim. İkinci ayın sonunda, merdivenleri acısız çıkabildim. Üçüncü ayda şantiyeye geri döndüm. Patronum gözlerine inanamadı. OZPHYZEN sadece dizlerimi değil, onurumu, ailemin geleceğini kurtardı."

OZPHYZEN Ürünü

BİR VİCDAN MUHASEBESİ: OZPHYZEN'in Perde Arkasındaki Duygusal Doğuş Hikayesi

Peki, dünya çapında bir üne sahip, her projesi milyonlarca dolar eden Prof. Dr. Mehmet Öz, neden yıllarını bu formüle adadı ve onu neden fahiş fiyatlarla satmak yerine neredeyse maliyetine halka sunuyor? Cevap, bir vicdan muhasebesinde ve kendi topraklarına olan vefa borcunda saklı.

"Her şey birkaç yıl önce Cenevre'de katıldığım bir tıp kongresinde başladı. Son teknolojiye sahip bir özel kliniğin sahibi, sahnede övünerek 'kök hücre destekli eklem yenileme' terapisini anlatıyordu. Bu terapiyle yaşlı hastaların eklemlerini nasıl 'gençleştirdiklerini' gösteriyordu. Sonuçlar etkileyiciydi. Sunumun sonunda bir meslektaşım, bu tedavinin maliyetini sordu. Cevap kanımı dondurdu: Tek bir kür için tam 50.000 Dolar! Salondaki zengin doktorlar ve yatırımcılar başını sallayarak bunu onaylarken, benim gözümün önüne bambaşka bir manzara geldi."

"Gözümün önüne, Anadolu'daki köyüm, tarlada beli bükülmüş halde çalışan insanlarımız, nasırlı elleriyle toprağı işleyen analarımız geldi. Dizlerindeki acıyı 'Allah'tan' deyip sineye çeken, doktora gitmeyi 'masraf' kapısı olarak gören, onurlu ama çaresiz insanlarımız... Bir yanda tek bir tedaviye 50.000 dolar verebilen bir avuç şanslı insan, diğer yanda ise ay sonunu zor getirdiği için sessizce sakatlığa yürüyen milyonlarca canım insanım. O an içimde bir şeyler koptu. Modern tıp, parası olanın lüksü haline gelmişti. Bu büyük bir adaletsizlikti, bu bir soygundu! Bu duruma isyan ettim."

"O gün kendime bir söz verdim. Sadece en etkili formülü bulmakla kalmayacak, aynı zamanda bu formülü herkesin, ama herkesin ulaşabileceği bir hale getirecektim. Amerika'daki laboratuvarımın kapılarını bu projeye sonuna kadar açtım. Dünyanın en iyi biyokimyagerlerini, bitki bilimcilerini bir araya getirdim. Binlerce yıllık Anadolu bilgeliğini, akgünlük gibi doğal şifa kaynaklarını, en modern bilimle birleştirdik. Yıllar süren uykusuz gecelerin, yüzlerce başarısız denemenin sonunda, OZPHYZEN'nın temelini oluşturan 'Hücresel Yenilenme Teknolojisi'ni geliştirdik."

"Formül ortaya çıktığında, dev ilaç şirketleri bir akbaba gibi başımıza üşüştü. Patent için milyonlarca dolarlık çekler teklif ettiler. Ama bir şartları vardı: Formülü alıp, kutusunu 500-600 dolardan aşağı satmayacaklardı. Onlara kapıyı gösterdim. Onlara tek bir şey söyledim: 'Bu formül, benim halkıma, benim topraklarıma bir vefa borcumdur. Onların acıları ve çaresizlikleri üzerinden kuruş kazanılmasına izin vermeyeceğim!'"

Peki OZPHYZEN'yı Bu Kadar Etkili Yapan Sır Nedir?

"Yıllardır eklem sağlığı üzerine yapılan binlerce araştırmayı inceledik. Sır, doğru bileşenleri, doğru oranda ve en saf haliyle bir araya getirmekte yatıyor. Biz buna 'Hücresel Yenilenme Teknolojisi' diyoruz. OZPHYZEN, vücudunuza doğrudan kıkırdak ve eklem sıvısı üreten ana hücrelere (kondrositler) ulaşarak onlara 'yeniden çalış' emri verir. Bu bir ağrı kesici değil, bu bir 'yeniden inşa' tedavisidir."

Prof. Dr. Mehmet Öz
Diz ağrısı çeken yaşlı kişi
Bilek ağrısı
Eklem röntgeni

OZPHYZEN'nın Güçlü Formülündeki Bazı Anahtar Bileşenler:

AQUA
CETEARLY ALCOHOL
CETEARETH-20
GLYCERİN
CANNABIS SATIVA OİL
STEARİC ACID
PERSEA OİL
CARBOMER
GLYCERYL
STEARATE
PHENOXYETHANOL
ETHYLHEXYLGLYCERIN
THYMUS VULGARIS
GAULTERIA LEAF OİL
CAPSICUM EXTRACT
MENTHOL
BOSWELLIA OİL
GLUCOSAMINE
SODIUM
CHONDROITIN
MENTHA PIPERITA

Maksimum Etki İçin Doğru Kullanım Nasıl Olmalı?

Bu çok önemli: OZPHYZEN, ağrıyı geçici olarak maskeleyen bir krem değildir. Bu, vücudunuzun onarım mekanizmalarını yeniden başlatan hücresel bir tedavidir. Bu nedenle, kalıcı sonuçlar için sabır ve düzenli kullanım şarttır.

Prof. Dr. Mehmet Öz, kıkırdak ve eklem sıvısı üretiminin hücresel düzeyde yeniden programlanması için tedavinin en az 3 ay boyunca kesintisiz devam etmesini şiddetle önermektedir.

Standart Kullanım

Kremin, temizlenmiş ve kurulanmış sorunlu eklem bölgesine (diz, omuz, bel vb.) fındık büyüklüğünde alınarak, tamamen emilene kadar 5 dakika boyunca dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulanması gerekir. Bu işlem, sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez tekrarlanmalıdır.

İleri Seviye Vakalar İçin

Eğer ağrılarınız çok şiddetliyse, hareket kabiliyetiniz ileri derecede kısıtlandıysa ve doktorunuz ileri seviye kireçlenme teşhisi koyduysa, bu uygulamanın günde 3'e çıkarılması iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

Unutmayın, yılların birikimi olan bir hasarı onarmak zaman alır. Kendinize bu zamanı tanımalısınız.

Bilimsel Sonuçlar Şaşırtıcı!

Omurga X-Ray Röntgen Karşılaştırması - Önce ve Sonra

Tıbbi görüntüleme: Eklem ve omurga problemlerinin tedavi öncesi ve sonrası röntgen karşılaştırması

Avrupa Rejeneratif Tıp Enstitüsü'nde, yaşları 40 ile 85 arasında değişen, ileri derecede eklem hasarı olan 2450 hasta üzerinde yapılan OZPHYZEN klinik çalışmasının sonuçları tıp dünyasında şok etkisi yarattı:

Test Edilen Kriter Başarı Oranı
Ağrı ve sızının tamamen giderilmesi 100%
Kıkırdak dokusunda kanıtlanmış yenilenme 98.6%
Eklem hareket kabiliyetinde artış 95.4%
Sabah tutukluğunun ortadan kalkması 99.1%
Ameliyat ihtiyacının ortadan kalkması 89.0%

TÜRKİYE'YE ÖZEL TANITIM PROGRAMI İÇİN SON ŞANSINIZ!

KIRMIZI ALARM!

Bu sistem sayesinde, %50'YE VARAN DEV BİR İNDİRİMDEN faydalanabiliyorsunuz. Ama bu fırsat sonsuza dek sürmeyecek!

Prof. Dr. Mehmet Öz ve ekibi, Türkiye için ilk etapta 20.000 kutu OZPHYZEN ayırdı. Ancak yoğun talep nedeniyle stoklar tükenmek üzere.

Bu özel indirimli program için SON GÜN: 15 Eylül 2025!

Bu tarihten sonra ya da stoklar bittiğinde, OZPHYZEN ya bir daha bulunamayacak ya da çok daha yüksek bir fiyattan satışa çıkacak. Ağrılarla dolu bir hayata veya riskli bir ameliyata mahkum olmak istemiyorsanız, bu hayatınızın fırsatı olabilir.

ŞİMDİ DURUP DÜŞÜNÜN:

Yıllar sonra geriye baktığınızda, bugünün hayatınızı geri kazandığınız gün mü, yoksa pes edip acıya teslim olduğunuz gün mü olmasını istersiniz? Önümüzdeki 90 saniye içinde vereceğiniz karar, hayatınızın geri kalan 20-30 yılının kalitesini belirleyebilir.

DİKKAT! Sizin tereddüt ettiğiniz her saniye, bir başkası formu doldurarak kalan son ürünlerden birini alıyor!

Programa katılmak için aşağıdaki resmi başvuru formuna adınızı ve telefon numaranızı doğru bir şekilde yazmanız yeterlidir. Peki sonra ne olacak?

Formu doldurduktan sonra, sıradan bir satış temsilcisi tarafından aranmayacaksınız. Prof. Dr. Mehmet Öz'ün özel olarak eğittiği sağlık asistanlarından biri gün içinde sizi arayacaktır. Bu görüşme sadece bir sipariş onayı değildir. Asistanımız, yaşadığınız sorunları ve rahatsızlığınızın seviyesini anlamak için size birkaç soru soracak ve bu bilgilere dayanarak size özel olarak en etkili kullanım süresini (örneğin 3 ay, 4 ay gibi) ve doğru kullanım şeklini (günde 2 veya 3 kez gibi) detaylı olarak anlatacaktır. Tedaviniz, size ve ihtiyaçlarınıza özel olarak kişiselleştirilecektir. Bu, başka hiçbir yerde bulamayacağınız paha biçilmez bir hizmettir.

Ağrısız, özgür ve hareket dolu bir hayata ilk adımı atmak için bir saniye bile kaybetmeyin!

GÜNCELLEME (14 Eylül 2025 - 23:57):

Yoğun talep ve Dr. Öz'ün hikayesinin yayılmasıyla birlikte başvurularda patlama yaşanmıştır. İndirimli program için ayrılan ürünlerin %92'si tükenmiştir. Kampanyanın son günü olan 20 Ekim 2025 tarihini beklemeden stokların gece yarısına kadar bitmesi KESİN GÖRÜLMEKTEDİR. Bu, son uyarımız olabilir.